- pekiyi, nelerden hoşlanır bu tosun, ne zaman mutlu olur?
- efenim mutluluk kah bir ağaç yaprağında gördüğünüz çiy tanesi, kah bir uğurböceğinin narin bitki gövdesi üzerindeki akrobasisi derim ben...
- ne hoş
- tabiy, insan etrafına baktığı her an mutlu olmak için bir şeyler bulabilir, tek derdi o mutluluğu paylaşabilmek olsun.
- kimlerle paylaşır tosun mutluluğunu?
- dağa taşa yazar, o da olmadı o ara aklında kim varsa yolda sokakta otobüste ona anlatır. o bilmez, tosun hep anlatır. napsın, gerçekten anlatmaya kalksa buna kim dayanır, sonra buna kim inanır ha? (kadir inanır mesela)
- eeööe.. anlıyorum..
- hayır anlamıyorsunuz. sorun mesela hiç kızmaz mı bu tosun?
- kızar...
- (salak!)
- ehm.. nelere kızar bu tosun? kızdığı zaman cam objeleri gazabından korumamız gerekir mi misal?
- ahahah ilahi, ne hoşsunuz öyle.. yok efendim, tosun öyle peak şiddet insanı değildir. sessiz ve derinden nefret duyar. kızdığı vakit tanıdığı tanımadığı birisini alır karşısına zarar vermek ister, deli gönül taciz etmek ister. sataşır, anlamsızlaşır.
- kızgınsınız sanırım?
- evet, bir hedefim de var üstelik. (bulana veya getirene yüzbin lira veriyorum)
Cumartesi, Mayıs 13, 2006
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder