Perşembe, Aralık 29, 2005

baba

bana dünyanın sonu gibi görünen şeylerle alay eden adamdır babam.
hiçbir teselli hayatı haddinden fazla ciddiye aldığını gözüne sokan o adamın yaptığını yapamaz. "buradan düşersen hiçbir şey olmaz" dediğinde sözüne güvenebileceğim, önümü göremediğimde yardımıma koşandır.

Cuma, Aralık 23, 2005

çılgınlar gibi

şebnem ferah ilk çıktığında, vazgeçtim dünyadan diye bi şarkısı vardı. aman allahım o ne çılgın bi imaj o ne süper parça o ne taş bi hatundu...
ne kıl bi kelime "hatun"... alay mı ediyor saygıyla mı bahsediyor belli değil. karı dediğin zaman aşağılamadır, bayan dediğin zaman bayıktır, bağyan evet biraz dalgadır, biraz da kitschtir "bayan bakar mısınız".. hanımefendi de ayı! hanım var, fakat bahsedilen her dişi "hanım"lığı kaldıramaz, ağır gelir. hanımabla var, hanımteyze var, abla olabilir fakat bir miktar samimiyet barındırır...
"hatun" ne ya? cool mu oldun şimdi bildiğin "karı" ya "hatun" deyince? gençlik buna bi son versin.
"abi süper hatun"
hatunlar kovalasın seni.
"arkadaşlar milli oluyoruz"

mahuahaheha lan beni benden aldın bi sabah vakti. nası da unutmuşum ben bunu.

hayatımın soundtracki 1

nedir bu playlistin bana ettiği bir sabah vakti?
şebnem ferah'ın tek bir albümü var elimde; kelimeler yetse. işte o hem unutmak istemediğim hem de hatırlamak istemediğim, fonunda dünya yalan söylüyor (mvo) olan zamanın albümlerinden biri. [kendimi türkçe roka vermişim] therionla tanışmam, anathema deyu sayıklamam da bu tarihlere rastlar fekat bunların öyle etkileri yoktur nedense. bu sebepten uzun süre dünya yalan söylüyor'u playlistimden çıkarmış, tekrar koyduğumda bi süre dinleyememiştim. kelimeler yetse'yi de mecburiyetten dinlemiyorum, cd yok, gitti. haliyle o gün bugün dinlememişim. özlememişim de. bir sabah vakti deli misin ulan manyak gibi kendini türkçe mp3 sitelerine vermişsin... ulan şu cd bi gelse bi gün çıksa ortaya nası manyak olurum biliyo musun... dünya yalan söylüyor'a da alıştım sayılır ama bunu bi süre daha kaldıramam. ulan.. ulan...

Cumartesi, Aralık 17, 2005

hal ve gidiş raporu.

bir hatanın düzeltilemez oluşu, geri alınamaz, unutulamaz oluşuna inanmak zorunda olmak, küçük şeyleri önemsemek ama küçük hataların pahalıya mal olmasını hazmedememek, getireceklerini kabul etmek istememek, böyle gelirse böyle gideceğini bal gibi bilmek, böyle gelmesine yine de engel olamamak, anlatamamak.