Perşembe, Şubat 22, 2007
Cuma, Şubat 16, 2007
güzelleme
İnsan, pis varlık. Saçı, kılı, tırnağı pis; yediği çanaktan yenmez, suyu kirletir, toprağı kirletir, dışkısı pistir, kanı necistir. Eti yenmez, leşi pistir. Yaşadığı yere zarar verir, en güçlü kuvvetli predatördür, neredeyse hiçbir canlıyla uyum içinde yaşayamaz -menfaati olmadığı sürece-, kendi türü dahil. Cismi, bedeni, her türlü hayvandan ve bitkiden zararlıdır, mütemadiyen kirletir.
Tabiat için zarar ziyandan başka bir şey olmayan cisminin şekline tapınan, cismi şekilsizse aklına tapınan, aklı ile kendinden başka bir şeyin menfaatini gözetmeyen, aşağılık ve adiliğe meyyal bir "yapı" işte insan.
Onu farklı yapan, "güzel" yapan iradesidir. Başka hiçbir canlı ile -menfaati dışında- beraber yaşayamamasına sebep olan da iradesi, yaşadığı yeri kirletip yaşanmaz hale getirinceye kadar aymayan da iradesi, kendinden başka bir şeyi düşünmeyen de iradesi, elinde güç olduğu vakit önünde hiçbir engel bırakmayan vicdansız iradesi, "tabu" diye bir şeyi icad edip altını gönlünce dolduran iradesi, güçlüsü kadar güçsüzünü de çirkinleştiren, ağlatıp karaktersizleştiren, dilendiren, haysiyetsiz iradesi...
İnsanın güçlüsünün çirkinliğini görmek kolay ama, güçsüzü de aynı ölçüde kötü ahlaklı ve dahi onursuz. Mesela, güçlünün güçsüzü sömürmesi nefret uyandırır ama güçsüzün güçlüyü sömürmeye çalışması, onursuzca ajite etmeye çalışması aptalca bir şefkat yüzünden gözden kaçırılır. "Kredi kartı borcu belimizi büktü" diyen adam adeta hiç para harcamamış, o şartnamelere imza atmamış, kendini bilmeden savura savura yiyip içmemiş de banka durduk yere varını yoğunu gaspetmeye teşebbüs etmiştir. Gecekonduları yıkılırken ağlayıp patlayan kadınlar, çaresiz bebeler ve babalar sanki milletin arazisini işgal etmemiş, terbiyesizce, yüzsüzce gelip yerleşirken başkalarını enayi yerine koymamışlardır da belediye ekipleri "dişlerinden tırnaklarından" arttırarak yaptıkları bu gariban yuvalarına habersizce dalıvermiş, ocaklarını söndürmüştür. "Hamileyim Necdet", "kimse beni anlamıyor, hayat çok boktan böhühehaha" diyen hanım kızımız sanki hiç sevişmemiştir, bu başbelası cenin adeta kaderle ortak olmuş, sırf sıkıntı olsun diye orada peyda olmuştur. 252 kiloluk zavallı adam, doğduğunda da 252 kilodur ve bu yüzden durumun önüne geçememiştir. Haberi olsa, kilosu artarken orada olsa boğazına sahip olurdu halbuki, yahut bir çare bulurdu değil mi?
İşte bu sebepsiz zavallılığın ticareti, kendisi kadar midemi bulandırıyor. Güçsüzün buna alet olacak kadar cahil ve haysiyetsiz oluşu, kendini bu kadar kıymetsiz görüşü aklımı başımdan alıyor. İnsanın cismi, varlığı, iradesi, fikri, hissi, hesabı böylece içimi kaldırıyor.
Tabiat için zarar ziyandan başka bir şey olmayan cisminin şekline tapınan, cismi şekilsizse aklına tapınan, aklı ile kendinden başka bir şeyin menfaatini gözetmeyen, aşağılık ve adiliğe meyyal bir "yapı" işte insan.
Onu farklı yapan, "güzel" yapan iradesidir. Başka hiçbir canlı ile -menfaati dışında- beraber yaşayamamasına sebep olan da iradesi, yaşadığı yeri kirletip yaşanmaz hale getirinceye kadar aymayan da iradesi, kendinden başka bir şeyi düşünmeyen de iradesi, elinde güç olduğu vakit önünde hiçbir engel bırakmayan vicdansız iradesi, "tabu" diye bir şeyi icad edip altını gönlünce dolduran iradesi, güçlüsü kadar güçsüzünü de çirkinleştiren, ağlatıp karaktersizleştiren, dilendiren, haysiyetsiz iradesi...
İnsanın güçlüsünün çirkinliğini görmek kolay ama, güçsüzü de aynı ölçüde kötü ahlaklı ve dahi onursuz. Mesela, güçlünün güçsüzü sömürmesi nefret uyandırır ama güçsüzün güçlüyü sömürmeye çalışması, onursuzca ajite etmeye çalışması aptalca bir şefkat yüzünden gözden kaçırılır. "Kredi kartı borcu belimizi büktü" diyen adam adeta hiç para harcamamış, o şartnamelere imza atmamış, kendini bilmeden savura savura yiyip içmemiş de banka durduk yere varını yoğunu gaspetmeye teşebbüs etmiştir. Gecekonduları yıkılırken ağlayıp patlayan kadınlar, çaresiz bebeler ve babalar sanki milletin arazisini işgal etmemiş, terbiyesizce, yüzsüzce gelip yerleşirken başkalarını enayi yerine koymamışlardır da belediye ekipleri "dişlerinden tırnaklarından" arttırarak yaptıkları bu gariban yuvalarına habersizce dalıvermiş, ocaklarını söndürmüştür. "Hamileyim Necdet", "kimse beni anlamıyor, hayat çok boktan böhühehaha" diyen hanım kızımız sanki hiç sevişmemiştir, bu başbelası cenin adeta kaderle ortak olmuş, sırf sıkıntı olsun diye orada peyda olmuştur. 252 kiloluk zavallı adam, doğduğunda da 252 kilodur ve bu yüzden durumun önüne geçememiştir. Haberi olsa, kilosu artarken orada olsa boğazına sahip olurdu halbuki, yahut bir çare bulurdu değil mi?
İşte bu sebepsiz zavallılığın ticareti, kendisi kadar midemi bulandırıyor. Güçsüzün buna alet olacak kadar cahil ve haysiyetsiz oluşu, kendini bu kadar kıymetsiz görüşü aklımı başımdan alıyor. İnsanın cismi, varlığı, iradesi, fikri, hissi, hesabı böylece içimi kaldırıyor.
Cuma, Şubat 09, 2007
"içten pazarlıklı, mızmız..."
"konuşmayan, iletişim kurmayan"
"kendi bildiğini yapan, kendine göre yaşayan, kendinden başkasını düşünmeyen"
Eğer birisi hakkında böyle düşünseydim, onun neden böyle birisi olduğunu muhakkak merak ederdim.
Halbuki küçüklüğünden beri böyleysen yapılabilecek çok da bir şey yok.
"konuşmayan, iletişim kurmayan"
"kendi bildiğini yapan, kendine göre yaşayan, kendinden başkasını düşünmeyen"
Eğer birisi hakkında böyle düşünseydim, onun neden böyle birisi olduğunu muhakkak merak ederdim.
Halbuki küçüklüğünden beri böyleysen yapılabilecek çok da bir şey yok.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)