"senin için, senin yüzünden kahve içiyorum, çayı bıraktım ben"
bir "sen"i olsa insanın, uğruna daha neler bırakır dimi?
şanslıymışsınız.
Salı, Nisan 17, 2007
Çarşamba, Nisan 04, 2007
anlatmak zor
Şimdi tarifi zor bir şeyi tarif etmeyi deneyeceğim. Yazmadan evvel bunu hiç düşünmedim ki, alabildiğine rastgele bir tarif olabilsin.
Elimde 400gr. bir çikolata paketi var. 40 adet kareye bölünmüş, fakat bölüm yerleri öyle belirsiz ki karelerin arası kırmak için fazlasıyla kalın kalıyor (7-8mm civarı). Hele elde kalan parça ufaksa -mesela iki sırayı birbirinden ayırmaya çalışıyorsam- elimin uyguladığı kuvvet, moment yetmezliğinden o kalın bölgeyi ayıramıyor. Daha da kuvvetle başparmaklarımı bastırıyorum kırmak için, bu esnada işaret parmakları parçayı iki alt yandan tutuyor ve kalan parmaklar da zeminde duruyor. En nihayetinde çikolatanın direncini kırıp iki sırayı birbirinden ayırdığımda öyle bir kuvvet uygulamış oluyorum ki ayrılan parçalar ben ayrılmanın idrakine varıncaya kadar uzayda -hızla- bir süre daha yol alıyor. Ne kadar? Zeminde duran parmaklarımla karşılaşıp duruncaya kadar.
Şimdi, normal kuvvetle ayrılabilecek çikolata parçaları, -kuvvetin de az olmasından dolayı- bu idrak süresinde daha az yol alır. Çoğu zaman da zeminde duran parmaklara çarpmadan dururlar. Çarpsalar bile, yaptıkları tahribat azdır. Fakat bu, uygulanan kuvvetten başı dönmüş çılgın çikolata parçaları, ayrılma pozisyonundan dolayı yere ilk varan taraf olan kenarları ile öyle bir çarptılar ki parmaklarıma, parmak uçlarım darbe ile kızarıp ısındılar. Bense çikolata yemekten çok inada dönmüş duygularımın coşkusuyla sessizce "ananıss..." diye inledim.
Eğer bunu tarif edebildiysem sanırım diğerini de edebilirim. Deneyelim. Beklemediğim bir postanın haberini alıyorum, acaba nedir nedir diye eve gidip bir bakıyorum ki kaybettiğim roll sayısı büyükçe bir zarfın içinde duruyor. Daha da güzeli, içinden mektuplar çıkıyor. Mektup almayalı çok olmuştu, sonra, bu başka bir his... Bilemedim ki, şaşırdım kaldım. Alışkın değilim böyle şeylere, müdahalem olmadan gelişen güzel bir şeylere, önemsenmeye filan... Ne diyeyim, sevenleriniz önemseyenleriniz çok olsun. Bir ömür boyu düşmanlarınız çatlasın.
Yine tarif edemedim dimi?
Elimde 400gr. bir çikolata paketi var. 40 adet kareye bölünmüş, fakat bölüm yerleri öyle belirsiz ki karelerin arası kırmak için fazlasıyla kalın kalıyor (7-8mm civarı). Hele elde kalan parça ufaksa -mesela iki sırayı birbirinden ayırmaya çalışıyorsam- elimin uyguladığı kuvvet, moment yetmezliğinden o kalın bölgeyi ayıramıyor. Daha da kuvvetle başparmaklarımı bastırıyorum kırmak için, bu esnada işaret parmakları parçayı iki alt yandan tutuyor ve kalan parmaklar da zeminde duruyor. En nihayetinde çikolatanın direncini kırıp iki sırayı birbirinden ayırdığımda öyle bir kuvvet uygulamış oluyorum ki ayrılan parçalar ben ayrılmanın idrakine varıncaya kadar uzayda -hızla- bir süre daha yol alıyor. Ne kadar? Zeminde duran parmaklarımla karşılaşıp duruncaya kadar.
Şimdi, normal kuvvetle ayrılabilecek çikolata parçaları, -kuvvetin de az olmasından dolayı- bu idrak süresinde daha az yol alır. Çoğu zaman da zeminde duran parmaklara çarpmadan dururlar. Çarpsalar bile, yaptıkları tahribat azdır. Fakat bu, uygulanan kuvvetten başı dönmüş çılgın çikolata parçaları, ayrılma pozisyonundan dolayı yere ilk varan taraf olan kenarları ile öyle bir çarptılar ki parmaklarıma, parmak uçlarım darbe ile kızarıp ısındılar. Bense çikolata yemekten çok inada dönmüş duygularımın coşkusuyla sessizce "ananıss..." diye inledim.
Eğer bunu tarif edebildiysem sanırım diğerini de edebilirim. Deneyelim. Beklemediğim bir postanın haberini alıyorum, acaba nedir nedir diye eve gidip bir bakıyorum ki kaybettiğim roll sayısı büyükçe bir zarfın içinde duruyor. Daha da güzeli, içinden mektuplar çıkıyor. Mektup almayalı çok olmuştu, sonra, bu başka bir his... Bilemedim ki, şaşırdım kaldım. Alışkın değilim böyle şeylere, müdahalem olmadan gelişen güzel bir şeylere, önemsenmeye filan... Ne diyeyim, sevenleriniz önemseyenleriniz çok olsun. Bir ömür boyu düşmanlarınız çatlasın.
Yine tarif edemedim dimi?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)