Salı, Şubat 19, 2008

Bir tarihte demişim ki,

Her şeye rağmen anlatmak, ifade etmek mi; ifadenin "olgunlaşmasını" beklemek mi?

Konuşabiliyor olmak böyle özel, böyle şerefliyken, durup fırtınaların dinmesini, taşların yerine oturmasını beklemek de bir yol, bir tercih. Çoğu zaman, paylaşmak ve olgunlaşmak arasında bir tercih. Paylaşılarak küçülen şeyleri kimselere vermeyip yerinde tutmak, biriktirmek, ve yakmak, ve yanmak, ve pişmek, ve sertleşmek bir olgunlaşma ise zaman zaman bencil davranmalı.

Zaten "paylaştıkça hafifleme" tespiti, ancak kişinin kendi zaviyesinden bakıldığında doğrudur; ağırlığın dağıtılması sebebiyle kişi yükünden kısmen kurtulmuş fakat toplam ağırlık aynı kalmıştır
[kütlenin korunumu varsa bunun da bir çeşit korunumu olmalı. Fizik bilmek mi demiştik?]. Birikenlerin yanmasını beklemek, pişmekten daha çok acı ve sabır istese de, dağılmış parçaların her birinin yok olmasını beklemekten daha imkansız değildir. En zorlayıcı tarafı ise, yanmadan önce taşınabilecek ağırlık miktarıdır.

Hiç yorum yok: