Cuma, Mayıs 15, 2009

-

Hayatında hiç büyük acı görmemiş insan biraz eksiktir (ama hepimiz biraz eksik, biraz yanlış tırım tırırım). "Acı" tabii, göreceli bir durum olabilir. Aşk acısı acıların en acısı mesela, daha acısını görünceye kadar. Benim kastettiğim acı ancak ölümle olabiliyor.

İnsanın kendi ölümüne hazırlanması başlı başına bir trajedi, zaten oradan sonra "hayatın anlamı" da değişeceği için kendi ölümünü bekleyen bir insanın tecrübe ettiği "acı"nın kollektif bilince faydası var mı bilmiyorum. 100 üzerinden 100'e tekabül ettiğinden onu curve'e katmıyorum. Son derece yakınlarının, aileden bir veya birkaç kişinin veya en sevdiklerinin ölümünü görmüş insanlardan bahsediyorum "büyük acı görmüşler" olarak. Çok görmüş, geçirmişler...

En zor tarafı da bu "acının" tek kişilik olmasıdır; depresyon ve her türlü ruh bunaltısı gibi tek kişiye ait, paylaştıkça artmayan, ama azalmayan bir tat. İnsanın etrafına hendekler kazan, duvarlar ören "yakın"ları ancak el sallayabilecek mesafede tutan bir durum, "acı içinde olmak". Karşıdakiyle karşılıklı durup onu görebilen insanın hendeği aşma çabası, aşılmayan hendeğin var olduğunu herkesin bilip sonradan görmezden gelmeye çalışması, aslında hendeği geçmenin de tek bir yolunun olması... Ya içindesindir çemberin, ya dışında. Ya bu tarafındasındır hendeğin, ya öbür tarafında; ölümü tanıyanlar arasında. Ne kolunu uzatabilirsin bu saatten sonra, ne de dokunabilirsin karşı tarafa. Oraya kadar gelindiğinde yapılacak tek şey, hendek yokmuş gibi davranmak olur, sanki birisi gözünü hendeğe dikse ötekini incitecekmiş gibi, biraz da gerilmek olur.

Ölüm, ölenden çok kalanlara zor. Ölecek olanlardan çok da belki, kalacak olanlara. Ölmeye hazırlanmak mı daha tuhaf yoksa kalmaya hazırlanmak mı acaba? Onu yok saymak, yokluğuna alışmaya çalışmakla varlığının son zamanlarında "var" olduğunu dolu dolu hissetmek arasında kalıp kendini yok etmek isteyen birisini anlayabilirim. Eğer ölüyor olsaydım en çok buna üzülürdüm, benim için bunu yaşayacak olanlara. Yanımda ölümden bahsetmek istemediği halde yakın bir gelecekte oralarda olmayacağımı bir an bile aklından çıkaramayan, gözleri dalıp sessiz kalan, kelimeleri seçmek zorunda hisseden onlar çünkü. Yanımda "seneye" bile diyemeyecek, hayatın devam ettiğini bana belki çaktırmamaya çalışacaklar.

Ölen için ölmek daha kolay belki, onun hazırlanacağı ölüm bir tane. Diğerininki, belirsiz.