Bu kadar kalabalık bir yerde kafayı kaldırıp bakınmalı mı, yoksa her zamanki gibi baş önde "poşveeeeer" tribinde mi gezmeli? Hoş kafamı kaldırsam kime bakınacağımı bilmiyorum, galiba şu arkamda oturan iki zibidiydi. Otobüs hareket ettikten az sonra gelip bir şeyler konuştular, "burda mı açsak" gibi bir muhabbet yaptılar (şehirlerarası-şehiriçi seyahatlerde hala otobüs kullanıyorum, fakirim, avamım...). Dönüp bakmadım onlara, söylediklerini de duymadım zaten, müzik dinliyorum çünkü. Yine de çok eğlendiklerini anlayabiliyorum, film mi seyrediyorlardı artık neyse. Havamda olsam onlara katılırdım belki, bilmiyorum.
Mola halindeki kalabalıktan biraz uzakta, benzin istasyonuna biraz yakında, dönsem mi dönmesem mi... Bir bakınıyorum, şimdi birisi gelse muhtemelen şöyle bir şey olacak;
-burda sigara içilmez bağyan
-intihar komandosuyum ben...
Eğlenceli olurdu herhalde. Neyse, şu iki zibidiyi hatırlarım belki biraz bakınırsam. Az evvel yanımdan geçtiler çünkü. Onlardı galiba ama, buna dair de sadece bir "his" var içimde, o kadar. Ben yukarıya çıkarken aşağı iniyorlardı, "saçları güzelmiş..." dediklerini duydum. Eh, o sırada o yakınlarda saçları güzel bir başka kimse yoktu. Benim saçlarım güzel mi acaba? Simsiyah ve dümdüzler şu anda, uzun bir de. Benim saçlarım hiç uzun olmamıştı ve hiç düz değildi. Belki de bulup onları sormalıyım, "söyleyin ulan! nerem güzel başka? dudaklarım güzel mi?"
Onun dudakları çok güzeldi mesela, bak, iki saattir o yüzden ağlıyorum ben. Şu aptal film yüzünden, Snatch'teki Turkish var ya.. neydi adı? O işte. Sonra hâlâ Haligh, haligh, a lie, haligh dinliyorum, birkaç parça da eski şey... Yüzüm cama dönük, elim yanağımda bir gözü yaşlı kurbağa... İki saat olmuş, uyuklamışım galiba, "it's four in the morning/the end of december/i'm writing you now just to see if you're better" diye uyanıyorum. Sonra da, Between the Bars...
Hiç söylemedim ona Between the Bars'ı, kendime söyledim de, beğenmedim. Zaten ben şarkı da söylemezdim pek. Bir şeyler dinleyip "hislendiğim" olurdu da, ağlamazdım herhalde. Bir şarkı dinleyip sigara içmeye de başlamazdım. Kimsenin dudaklarına bakmazdım, kimsenin yüzünü de hatırlamazdım. Bu siyah, dümdüz uzun saçlı kız da ben değilim galiba.
Yüzleri hatırlamak da hep beyhude bir çabadır nedense...
Çarşamba, Ocak 10, 2007
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder