Bu defa pencereden gelen rutubet kokusu.
Rutubet kokusu da çeşit çeşittir; nemli duvarların çürüttüğü kumaş kokusuna karışan rutubet kokusu, bodrum katlarının yeteri kadar yapılmayan dip bucak temizliği yüzünden oluşan rutubet kokusu mesela. Bir de, denizi olan şehirlerin apartman diplerinde, arka taraflarda ve çıkmaz sokaklarında deniz kokulu, ama yosun ve iyot kokmayan, eski eşya aromalı fakat kirli olmayan bir koku vardır. Benim bahsettiğim, şimdi tam da arka tarafa bakan penceremden gelen bu koku.
Koku hafızası, koku hatıraları çok kuvvetlidir, pek de gizemlidir. Bir kokunun gözler önüne getirdikleri, hatıra barındıran hemen her nesneden/durumdan canlıdır. Bu koku da bana, çocukluğumun en güzel zamanlarının bir toplamını, bir kolajını getirir. En güzel zamanlar dediğim, bir yaz hatırası, iki yıllık okul tatili gibi bir zaman dilimi değil; mutlu olduğum her anın bir toplamı gibi. Yeni alınan bir kazak, bir çift ayakkabının gerçek bir sevinç getirdiği, gönlümüzü aydınlattığı zamanlar. Sahip olduklarımızın bize sahip olmadığı, bizim onlara bildiğimiz ve anladığımız gibi, istediğimiz gibi sahip olduğumuz zamanlar bunlar.
Asla huzurla içime çekemediğim yaz akşamı kokusunun alacağı olsun, rutubetli apartman dibi kokusu, huzur vermemiş de olsa mutluluğu hatırlatıyor işte.
Cumartesi, Şubat 02, 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
bu kokuyu sevmekte yalnızım sanırdım. sevindim.
'Koku hafızası, koku hatıraları çok kuvvetlidir...'
tam da dediğin gibi nerede bir vanilya kokusu duysam kilitlenip kalıyorum.
ben de yalnızım sanırdım, mukadderat..
Yorum Gönder